1. Domuz Gribi Aşısı güvenli mi?
Hiç bir aşı herkes için %100 güvenli değildir. Örneğin yumurta alerjisi olan kişiler aşı olamazlar.. çünkü aşı üretiminde yumurta kullanılmaktadır.
Aşı ile ilgili görülen diğer yan etkiler genelde hafif fakat sık sörülen sorunlardır. Sıklık sırasına göre aşı olanların üçte birinde aşı bölgesinde ağrı, kızarıklık ve şişme olur. %10-15 arası kişide yorgunluk, bitkinlik, baş ağrısı, hafif ateş, canlı aşı kullanılanlarda hafif burun akıntısı ve soğuk algınlığı benzeri etkiler olabilir.
2. Aşıların yan etkisi varsa neden aşı olmalıyız?
Her ne kadar hafiften ciddiye kadar pek çok reaksiyon oluşabilse de hastalığın yol açacağı riskler aşıdan kat kat fazladır. Örneğin aşı olan kişilerde görülen en önemli reaksiyon olan Guillain Barre Sendromu 1 milyon aşılamada 1 veya 2 kişi de görülmektedir. Aşı olmayan kişilerde bazı viral enfeksiyonlar sonrasında da aynı oranda Guillian Barre sendromu görülebilir. Dolayısıyla, aşı olmak, bu hastalık riskini sadece hafif bir miktar arttırmaktadır. Aşı olmayıp grip olursanız da aşağı yukarı aynı riske sahipsiniz.
3. H1N1 Grip aşıları test edildi mi?
Tüm grip aşılarının test edildiği yöntemlerle H1N1 aşıları da test edilmiştir. Çeşitli firmalar tarafından üretilen aşılar 15.000 erişkin ve çocuk üstünde uygulanmış ve kayda değer kritik bir soruna raslanmamıştır.
Mevcut uygulanmakta olan H1N1 aşıları için dünya genelinde kapsamlı bir aşılama takip programı yürütülmektedir ve her hangi bir sorun yaşandığı anda bunu belirleyip önlem almak mümkündür. Kısa süre içerisinde milyonları aşacak olan aşılanmış kişi sayısı yan etki ve sorunları daha iyi görmemizi sağlayacak.
4. 2009 H1N1 aşısı hiç denenmemiş yeni bir aşı mı?
Bu hem doğru, hem de yanlış bir yaklaşım. H1N1 aşıları diğer tüm mevsimsel grip aşılarıyla aynı yöntem ve tekniklerle üretilmektedir. Bu yönüyle yeni ve denenmemiş bir aşı değildir. Ancak aşı içeriğine konulan virüs doğal olarak yeni ve hiç kullanılmamış bir virüstür.
Her yıl grip salgını yapan virüsler değiştiği için her yıl aşı üretilirken bu virüsler yenilenir. Dolayısıyla H1N1 virüsünün yeni bir virüs olması aşı üreticileri için farklı bir durum değildir. Zaten her bir kaç yılda bir grip aşılarına yeni virüslerin eklenmesi sıradan bir uygulamadır.
Mevcut mevsimsel grip aşılarında "mevsimsel" H1N1 virüsü de bulunmaktadır. Bu virüs Domuz gribi H1N1 virüsüyle %75 benzerlik içermektedir. Ancak mevsimsel grip aşısının domuz gribine bir bağışıklık sağlamayacağı veya bu bağışıklığın %1-2 seviyelerinde kalacağı düşünülmektedir.
Bir önceki yıl 100 milyon civarında kişi grip aşısı olmuştur ve kayda değer bir olumsuzluk görülmemiştir. Diğer aşılardan farklı olmadığı için bu aşıda da beklenmedik bir sorun düşünülmemektedir.
5. 2009 H1N1 virüs aşısı nasıl yapılır?
Şu an için aşının 3 tipi mevcuttur.
- Burundan spray şeklinde
- Tek dozluk enjeksiyon
- Çok dozlu enjeksiyon.
Çok dozlu enjeksiyonlar thimerosal içermektedir. Bu ilaç aşının mikroplardan etkilenmemesi içindir. Geniş ölçekli çalışmalarda thimerosalin herhangi bir sağlık sorunu yarattığı görülmemiştir.
Ancak thimerosalde civa bulunur. Bu civa bilinen civa gibi zehirli olmayan etil civa formundadır.
Yurdumuza getirilmiş olan aşının marka ve tipi henüz bilinmemektedir.
6. 1976 domuz gribi salgınında kullanılan grip aşısı felce yol açmış mı?
Yapılan çalışmalar o dönemde aşı programı sırasında Guillain Barre Sendromu oranının arttığını göstermiş, ancak bu durumun aşılamayla ilgili olup olmadığı hiç bir zaman belirlenememiştir. 1976'dan sonra yapılan aşılama çalışmalarında Guillain Barre sendromu ile ilgili her hangi bir risk artışı gözlenmemiştir.
Diğer taraftan, grip hastalığından ölme riski yaklaşık 5 000 de bir civarında iken aşıdan felç olma riski 1 milyonda bir civarındadır. Toplumda kimsenin bağışık olmadığı bu hastalığa eninde sonunda pek çok kişinin yakalanacağı düşünülürse aşı olmak daha düşük bir risktir.
7. Guillain Barre Sendromu nedir?
Guillain Barre Sendromu nedeni tam bilinmeyen, vücudun bağışıklı sisteminin kendi sinir hücrelerine zarar verdiği çocuk felci benzeri bir sinir sistemi hastalığıdır. Genellikle bazı viral hastalıklara karşı vücudun geliştirdiği bağışıklık mekanizmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hastalıkta virüslere karşı oluşan bağışıklık silahları kendi sinir sistemine de zarar verir. Hastaların %80 i tamamen iyileşir. %20 sinde kalıcı hasar ve %1-2 lik kısmında ölüm görülebilir. Hasar ve ölümlerin nedeni genellikle yeterli sağlık hizmetinin sağlanmamasıdır.
Genel olarak toplumda 100.000 de 1-2 kişide görülür.
8. Aşıyı kaç kez olmak gerekiyor?
Aşının normal olarak aralarında en az 3 hafta bırakılarak 2 kez yapılması gerekiyor. Ancak mevcut aşı kaynaklarının yetersizliği nedeniyle şu anda sadece 10 yaş altındaki çocuklara 2 kez, daha büyüklere 1 kez öneriliyor.
6 aylıkdan küçük çocuklar için ise aşı yapılması uygun değil.
9. Kimler aşı olmalı?
Dünya Sağlık Teşkilatı ve çeşitli sağlık kuruluşlarının önerisi doğrultusunda öncelikle risk grubunda olan kişiler aşılanmalı:
- 6 ay, 24 yaş arası çocuklar
- Hamileler
- 50 yaş üstündeki kişiler
- Kronik hastalığı olan her yaştaki kişiler (şeker, kalp hastalığı gibi)
- Bakım evlerinde yaşayan ve bakıma muhtaç kişiler
- Risk altında olan kişiler: sağlık personeli, çocuk bakıcıları vs..
10. Aşı olmak zorunlu mu?
Aşı olmak zorunlu değil.
Ancak, aşı olmamanın getirdiği riski düşünerek hareket etmek gerekmektedir. Hastalığın bulaştığı bir kişinin evinde bulunan aşağı yukarı herkese bu hastalığı bulaştıracağı, evde yaşlı, kronik hastalığı olan kişiler veya küçük çocuklar varsa onları da tehdit altında bırakacağı unutulmamalıdır. Ölümlerin büyük çoğunluğu risk gruplarında görülmektedir.
Unutmamamız gereken: Hastalıktan ölüm riski 1/5000.. Aşıdan hastalanma riski 1/1 milyon! Ayrıca aşıdan hastalananların sadece küçük bir kısmı bundan zarar görecek.
11. Aşıdan uzun dönemde bir zarar gelebilir mi?
Böyle bir olasılık elbette vardır.. Ama beklenilen bir şey değildir. Grip aşıları 50 yıla yakın bir zamandır uygulanmaktadır ve toplunda uzun dönemli bir sağlık sorunu yarattığı görülmemiştir. Yine de olasılık nedeniyle aşılama programı hem üreticiler, hem de tüm dünyada devlet sağlık kuruluşları tarafından yakın takibe alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder